4 Haziran 2011 Cumartesi

Türkiye’de Bürokrasi

Genelde kendimle ilgili resmi işleri pek sallamam, hatta sallamaktan ziyade resmi dairelere gitmekten nefret ederim. Bürokrasi dendiği zaman tüylerim diken diken olur. En son nüfus kağıdımı kaybedişimde bile nüfus dairesine gitmiş, ortamın kokusuna ve önümde on binlerin olduğu sıranın sıkıntısına dayanamayıp oradan ayrılmış, nüfus kağıdını aylarca sonra geri almışlığım vardır. Öylesine diskeleniyorum yani bürokrasiden.

Elbette kendime göre sebeplerim var tabi. Zamanında bir eve yeni taşındık. Tabi o zamanlar öğrenciyiz. Eve masraf yaparken cebimizdeki tüm para bitti. Sadece doğal gazı açtırmak için olan para kaldı… Ha! Bir de 5 tl. Onu da yol parası olarak harcayacağım. Kış ayı haliyle… Kuzenle birbirimize sarılıp sonra da donup, Bulvar gazetesinin manşetlerine “kız kardeşlerin hazin sonu” diye manşet olmak istemiyoruz. Öğrencilik hali işte… Evden indim çıktım yola. Tabi 5 tl’nin yeterli olacağını sanıyorum, ben…

En yakın doğal gaz gişesine gittim anlattım durumu:

+Abi bizim evin doğalgazını açtırmak istiyordum ama…
Dayı bilgisayardan hiç başını kaldırmadan konuşuyor. Sanki başına, işini yapmaya çalışırken bir ruh hastası rahatsız etmeye çalışıyormuş gibi sallamıyor yani:
-75 tl ve ikametgah kağıdı.
+Abi biz öğrenciyiz, ne ikametgahı?
-Beni ilgilemez! Muhtardan iste versin!
+Peki abi…

Gittim sonra muhtara tabi…

Devamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder