4 Haziran 2011 Cumartesi

Yazar adayları için…

İnsanlar iş ve çalışma dışında kalemi neden ellerine alırlar? Çünkü içlerinde ki duygu yoğunluğunu bastırabilmek için en iyi yol budur. Konuşmak ve yazmak çok farklı şeylerdir. Konuşurken duygularınızı birden bire istediğiniz gibi anlatma ihtimaliniz çok düşüktür. İstediğiniz ahengi yakalayamazsınız, söylemek istediklerinizi süsleyemezsiniz; ancak yazma öyle değildir. İlk önce yazacağınız şeyler için plan program yapabilirsiniz, ustanızın eserlerinden faydalanıp esinlenebilirsiniz, araştırma yapabilirsiniz… Yazar olmak için bunlar ilk adımlardır. Yazar nedir? Yazar nasıl olunur? Aslında bu soruların cevabı görecelidir. Kimine göre sanatsız bir yazı hiçtir, kimine göre ise karalama defterine yazılanlar bile bir şeyler ifade eder; ancak muhakkak ki yazar olma konusunda hakkında varlığı reddedilemeyecek bazı unsurlar da vardır.

Yazar olmanın esası okumaya dayanır. Okuma yoluyla kişinin hem imla bilgisi, hem dil bilgisi hem de edebi bilgisi artar. Bir yazar adayı duygularını en iyi şekilde ifade etmesi için çok iyi imla ve dil bilgisine sahip olmalıdır. Yazılan eserlerde (özellikle şiirlerde) vurgulama çok önemlidir, vurgulamaya da en çok yardımcı olan husus ise imladır. Bunun yanı sıra doğru bir yerde, doğru kullanılan bir tane sözcük bile sizi edebiyatın unutulmazların arasına sokabilir. Bizim edebiyatımızda bir kelimeyi aylarca düşünen şairlerimiz bulunmaktadır. Bir yazarın iyi bir dilbilgisi ve iyi bir imla bilgisine sahip olmadığı takdirde yazmış olduğu eserlerde anlam karmaşasına, anlatım bozukluğuna ve dil bilgisi hatalarına sıkça rastlanabilir ve yazılmış eser okur için tam bir eziyete dönebilir. Yazar adayı kimse eserler okudukça, yavaş yavaş da olsa kendisine zaman içerisinde bir usta belirler. Yazar olmaya hevesli herkesin muhakkak bir ustası vardır. İlk başlarda ustası gibi düşünmeye çalışır. Şiir yazıyorsa onun gibi sanat yapmak ister. Deneme yazıyorsa onun bakış açısıyla bakmak ister. Bu aslında biraz da bizim tasavvufi edebiyatımızdan kalan usta-çırak ilişkisine benzer. Eserlerde özgünlük ise yazar adayının örnek aldığı ustanın yaptığı sanatın veya denemelerde kullandığı bakış açısının üstüne kendi yorumlarını katmasıyla kazanılır. Bu yorumlar zaman içerisinden ustasından çok daha farklı olmasına neden olacaktır. Günümüz yazarlarına sorduğunuzda çoğunun bir esin kaynağı olduğunu göreceksiniz. Yani yazarlık kaba bir dille söylemek gerekirse, birazcık da olsa masum bir hırsızlıkla başlar.

Tabi yazarın duygu yoğunluğunu yaşamasın

Devamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder